Nazmi Çalışkan

Nazmi Çalışkan

Mail: nazmicaliskan@aksaray68haber.com.tr

Siyaset???

Siyaset???

Ülkemiz genelinde özellikle de erken nüfusunun belli bir yaştan sonra kendisini alim, bilgin veya üstün göstermek adında kıraathanelerde, parklarda veya sokak aralarındaki dost sohbetlerinde sıklıkla takip ettiği ve nüfusun neredeyse tamamına yakınının en iyi bildiği işe siyaset deniyor ne yazık ki.

Hepimiz ülke geleceği için olmasa bile sırf dost sohbetlerinde veya kahvehanelerde sohbet dışında kalmayalım diyerek takip edip duyduklarımızı da sürekli kaydediyoruz.

Son zamanlarda sosyal medya ve yapay zekanın da yaygın ve kötü amaçlı olarak kullanıma alınmasıyla artık yalanlar bile birilerinin siyaset hakkındaki hamleleri haline geliyor.

Ne yazık ki ülkemizde siyaset bu denli tartışılıp hepimizin ilgi odağı olur da siyasetin hedefi olan koltuklara da ilgi olmaz mı?

Elbette siyasetin yapılma amacı olmasa da siyaseti başka emelleri için kullanmak isteyenlerin asıl hedefi de o koltuklar oluyor.

Daha 3-5 yıl öncesine kadar bende siyaseti çok iyi bildiğimi düşünür TV ekranlarında olmasa da araştırıp gördüklerimi tez olarak dost ortamlarında savunurdum.

Ta ki en yakın arkadaş ve dostlarım dediğim insanların siyasetin aslında benim bildiğim şey olmadığını ve siyasette tüm illegal hareketlerin legal sayıldığını gösterene kadar.

Kısaca özetlersem;

Şehrimizde ne yazık ki 10 küsür tane gazeteciler veya bu anlama gelen cemiyet var. Yani şehrimiz gazetecilere başkanlık yapmayı çok seviyor ve bu yüzden başka şehirlerde 1 veya 2 olan cemiyet sayısı eğer artmadıysa şehrimizde 12’ye ulaşmış durumda.

Bizlerde geçmişte değişimden yana olmayan ve koltuklarına zamk ile yapışmış başkanlardan umudunu kesen insanlar olarak ayrı bir cemiyet kurma yoluna gittik ve tüzük bizzat tarafımca yazıya dökülerek her başkanın sadece 1 dönem (3 Yıl) başkanlık yapacağı maddesini de buraya ekledik.

İlk başkan seçilen arkadaş sonradan aramıza katıldığından cemiyetin kurulmasında bana gaz veren ve tüzüğü birlikte yazdığım gazeteci arkadaşım da tüzük maddesindeki 3 yılın fazla olduğunu seçimden hemen sonra bana ve diğer arkadaşlara bildirse de bu 3 yılın bizzat kendi isteği ile oraya eklendiğini kendisine söyledik.

Sonrasında bu başkan seçilen arkadaşın istifası için zorlamalar da olsa ben ve birkaç arkadaşımız bu sürecin bu şekilde işlemesi gerektiği yönünde kendisine destek olduk.

Pandemi süreci ile 3 yılı aşan ve neredeyse 4 buçuk yıla ulaşan başkanlık sürecinde hiçbir sosyal veya kültürel aktivite, eğitim çalışması da yapılamazken ben de yeni dönem için başkanlığı arkadaşlardan istedim.

Elbette benle beraber başkanlığı beraber yola çıktığımız diğer arkadaş da istedi. Başkanlık için ismimin ön plana çıkması ile bu arkadaşlarımız hep birlikte değişik çıkar ve hesaplarla bir bahane ile seçime 3-5 gün kala başkanlığın tüzüğe rağmen mevcut başkanda kalması gerektiğini çok tatlı bir şekilde tebliğ ettiler.

İşte o gün benim istifamla tamamlanan bu süreçte ben siyaset konusunda hiç ama hiçbir şey bilmediğimi yaşayarak öğrendim.

Bir koltuk için tüm ahlaksızlık, rezillik ve adam satmanın normal göründüğü bu olayın karşılığı olan siyasette artık gördüklerim ve duyduklarım karşısında şaşırmayı bıraktım.

Ülke genelinde “binlerce koltuğa ne gerek var?” sorusunu görmeyi de bıraktım.

Şimdi bu kurulduğu günden beri tüzüğüne bile aykırı hareket eden bu cemiyeti uzaktan izlediğim gibi ülkede özellikle de haberlerin ana gündem maddesi olan Cumhuriyet Halk Partisini ibretle izliyor ve güzel ülkemin neden yüz yıldır bu duruma geldiğini, neden bir Avrupa ülkenin gelişmişlik seviyesine ulaşamadığını çok daha iyi anlıyorum.

Bir tarafta 2027 tarihinde kurulan ve kurulduğu günden beri ne şehir ne de üyeleri için hiçbir iş yapmamış olan bir gazeteciler cemiyeti, diğer tarafta son seçimlere kadar girdiği tüm seçimleri kaybederek 2’inci parti olduk diye övünebilen Cumhuriyet Halk Partisinin geçmiş yöneticileri ve parti içerisinde alenen görülmesine karşı hep inkar edilen ayak oyunları.

Yani benim anladığım siyaset işte tam olarak bu.

Aksaray’daki gazeteciler cemiyetinde de, Türkiye’nin ana muhalefet partisinde de tek hedef her zaman olduğu gibi ne üyeleri ne de Türk Milleti. Tek hedef var o da o mübarek koltuk…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar