Bu yazacağım konu ne yazık ki Aksaray basını içerisinde yaşanan ve ile de büyük zararları olan habercilik konusu ile ilgili.
Bu ilde bu güne kadar basın konusunda ilde pek çok vatandaş tarafından karşılık bulan ve kendi meslektaşlarım tarafından da sıkça eleştirilmeme neden olan yazıları kaleme aldım.
En başından beri “Basın özgürlüğü” tezini “Sınırsız özgürlük olmaz” diyerek kabul etmeyen bir düşünceyle devlet çıkarları ile milletimizin kendi içerisinde yaşayabileceği sıkıntıların haber konusu olmaması adına etik bir yayın anlayışı ile yoluma devam ettim.
Bu güne kadar devam ettiğim çizgiden sapmadan kendi içimizde, bu ildeki yaşanan sorunlardan kısaca sizlere söz etmenin vakti geldi de geçti bile;
Salihlerin şehri Aksaray artık Salihlerden daha fazla alkolikler, madde bağımlıları, kavgacılar ve yaşanan asayiş sorunları ile artık ülkenin en karanlık şehirlerinden birisi algısı oluşturuldu.
Algı olgunun daima önündedir tezi ile bu durumu bu noktaya getirenlerle ilgili her zaman fikirlerimiz siyaset ve bürokratların ortamında dile getirdim.
***
Bu günlere geldiğimizde 8-10 parçaya belli gruplar tarafından bölünmüş olan basın camiasında yandaş ve karşıt basın mensupları oluşturulmaya başlandı.
Bazı basın mensupları il genelinde el üstünde tutulup haber akışı sadece onlara sağlanırken diğerleri oluşturulan WhatsApp grupları dışında bırakıldı.
Emniyet ve jandarmanın asayiş çalışmalarının yollandığı basın bültenleri idare tarafından tırpana uğratılırken ilimizdeki kolluk kuvvetleri olan emniyet ve jandarmanın yaptıkları çalışmaların detayları en ince ayrıntılarına kadar, içimizden birilerine fısıldanmaya başlandı.
Bunların dışında olan il genel meclisi bile yandaş ve karşıt basın kuruluşlarını kendince ayırarak bir tarafı beslemek adına bir WhatsApp grubu oluşturdu.
Bu gurubun dışında kalanlara baktığımızda bir bedel talep etmeden işlerini yapmaktan başka hiçbir günahı olmayan ve doğru bildiklerini kaleme alan insanlar olduğunu gördüm.
Salihlerin şehri Aksaray’ımızda artık kamu kurum ve kuruluşlarının bazılarının ilimizdeki ajans veya TV temsilcilerinden haber satın alsınlar diye çalışmaya başladıklarını görmek beni bir gazeteci olarak endişelendirmeye başladı.
“Bunlara haberleri bizler satıyoruz mu?” deniliyor, ya da “Bunlara bizler haber veriyoruz mu?” Yalanları ile bu kamu kurumlarını kandırdılar, bununla ilgilenmiyorum ama gerçekten ben bir gazeteci olarak basını bu duruma getirdikten sonra ildeki olumsuz haberlerin ulusal diye tabir edilen haber kanallarında yayınlanmasından “rahatsız oluyorum” palavrasına inanıp, inandığımızı mı sanıyorsunuz?
***
Sadece şu 4 konuda ilgili kamu kurumlarının gazeteciler arasındaki rekabet ve ticarete dahil olmadıklarını açıklamaları için kısa ve öz cevap bekliyorum;
1-Geçen hafta Jandarma tarafından gerçekleştirilen başarılı tefecilik operasyonu ve detayları hangi basın kuruluşlarına kimler tarafından verildi?
2-Yine geçen hafta Jandarma tarafından gerçekleştirilen Gülağaç ilçesindeki kokain ve esrar haberinin detayları hangi basın kuruluşlarına kimler tarafından verildi?
3-Yine Bu hafta aralarında Aksaray’ın da bulunduğu 45 ilde gerçekleştirilen FETÖ/PDY operasyonu detayları hangi basın kuruluşlarına kimler tarafından verildi?
4-Aksaray il genel meclisi tarafından oluşturulduğu bilinen basın listesi dışında bırakılan basın yayın kuruluşlarıyla ilgili kararı kimler hangi kriterlere göre verdi?
Eğer gerçekten yandaş basın oluşturma derdine düşmediyseniz ve gerçekten ildeki gazetecilerin rekabetleri ile ticaretlerinde devlet kurumlarını temsil eden tarafsız insanlarsanız bu 4 soruma cevap bekliyorum…
Yorum Yazın