Nazmi Çalışkan

Nazmi Çalışkan

Mail: nazmicaliskan@aksaray68haber.com.tr

Kapadokya…

Kapadokya…

Kapadokya; Bundan 60 milyon yıl öncesinde Erciyes dağı, Hasan dağı ve Göllü dağdan püsküren lavlar ile oluşmuş ve zaman içerisinde lavlardan oluşan yumuşak tabakanın yağmur ve rüzgarlar nedeniyle aşınmasından oluşan bölgenin genel adıdır.

Kapadokya bölgesi olarak tarihte ilk kayıt milattan önce 6’ncı yüzyıllarda pers kaynaklarında geçerken insan yerleşimi paleolitik döneme kadar uzanan bölgede Hititler sonrasında Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden birisi olmuştur.

Kayalara oyulan evler, klişeler ve sığınaklar Hristiyanlar için bölgeyi Romalılardan sığınılacak en güvenli liman haline getirmiştir.

Bölge sınırlarıyla ilgili Roma İmparatorluğu kaynaklarında yer alan bilgiye göre bölge sınırları 12,13, ve 14’üncü yüzyıllarda Güneyde Toros dağları, Batı’da Aksaray, Doğu’da Malatya ve Kuzey’de de Karadeniz’e kadar uzanmaktayken günümüzdeki coğrafi oluşumlar ile sınırlandırılan Kapadokya bölgesi Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Niğde ve Kayseri illeri arasında 250 kilometre karelik bir alan ile sınırlandırılmıştır.

Kapadokya’nın bir bölge sınırları içerisindeki yerlerin de şu anda farklı iller ve bu illerin içerisindeki ilçeler olmasına karşılık Nevşehir ili dışındaki illerin turizm ve bölge siyasetindeki başarısızlıkları nedeniyle ne yazık ki kültür ve tarih turizminin başkenti olan Kapadokya bölgesi sadece Nevşehir ile anılan bir coğrafi konum haline gelmiştir.

Bunca zamandır turizmin tüm nimetlerini hak ettiği için tek başına kazanan Nevşehir’i bu konuda eleştirmek yerine sadece tebrik etmek gerekmez mi?

Aradan geçen yıllarda Kapadokya bölgesinin getirisini sadece Nevşehir üzerinde toplamak eleştirmekten çok örnek alınması gereken bir konu değil mi?

Neden bizler bu güne kadar yani bundan seneler önce Nevşehir gibi Kapadokya’nın bir bölgenin adı olduğunu ve bu bölgenin sınırlarının büyük bölümünün de Aksaray’da olduğunu bırakın yurt dışına yurt içine bile anlatamadık.

Şu anda Ihlara’daki vadiyi gezen ve bölge dışından gelen yerli ve yabancı turistlerin tamamının Aksaray adını duymamaları ve vadinin bile Nevşehir’de olduğunu okudukları kaynaklarda görmeleri Nevşehir’in mi? yoksa bizlerin suçu mu?

Daha 2 gün öncesinde Nevşehir’in bir bölgesinde çöken peri bacasını “Kapadokya’da peri bacası çöktü” olarak haber yapanlar da mı bilmiyordu Kapadokya’nın bir bölge olduğunu.

O yüzden yıllardan beri dediğimi tekrarlıyorum; Aksaray’da deniz bitti, su sorunu nedeniyle tarım ve hayvancılık artık sadece macera, sanayi bölgesinde ise yatırım alanı kalmadı ve artık ilçelere yönlendirilecek yatırımcılar yakında komşu illere de yönlendirilirse kimseler şaşırmasın.

Artık Aksaray’ın gelecek nesilleri için en önemli yatırımların başında turizm gelmekte. Bu geleceği inşa etmek adına da artık Kapadokya’nın bir bölge olduğunu, yani Nevşehir olmadığını başta Aksaray’daki siyasetçi, bürokrat, iş insanları, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve diğer hemşerilerimize anlatmak ve öğretmek ardından da artık gezi kitaplarında Nevşehir sınırlarındaymış gibi haritalanan alanların gerçek konumlarını ve hangi il sınırları içerisinde olduğunu net bir şekilde göstermeliyiz. İzmir’den veya İstanbul’dan gezi için Ihlara’yı gezip giden bir aile sadece “Nevşehir turu yaptık” söylemlerini değiştirmeli.

Artık Aksaray’da insanlara turizmin ne olduğu ve nasıl gelişeceği anlatılmalı ve özellikle de turizm bölgesindeki halk en küçüğünden en büyüğüne kadar bu konuda eğitilmeli. 

Bu eğitimler ve bölgeye getirilecek yatırımlar ile elbette bir 3-5 yıl içerisinde Nevşehir olamayız ama artık Aksaray halkının Avrupa ülkelerinde köle gibi çalıştırılmak dışında alternatif bir tercihi de olur.

Daha bu ilde “Kapadokya” denilince aklına sadece Nevşehir gelen basını olduğu sürece işimizin çok, kaybedecek zamanımızın ise yok olduğu ortaya çıkmıyor mu?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar