Yıl 2004’tü. Aksaray’da Maden Tetkik ve Arama ekibi tuz gölü havzası için bir çalışma başlatmış ve Aksaray’ın su sorununa da bu proje sonunda dikkat çekmişti.
Özellikle çöl bölgesindeki vahşi sulama konusunda yapılan ölçümlerde bir yaz döneminde bazı kuyularda 8 metreye yakın su seviyelerinin çekildiği kayıt altına alınırken yine kayıtlara göre de bölgenin yeraltı su kaynaklarının tahmin edilenden çok daha hızlı tükeneceği de yapılan hesaplamalar ile gerek Ankara’nın gerekse de Aksaray’ın yetkililerine bildiriliyor. Ve günlük ölçümler haritalar üzerinde tek tek işleniyordu.
Her ay düzenli olarak yapılan ölçümler için haritada tespit edilen kayıtsız sondaj kuyuları saatler sürse bile arana, arana bulunuyor ve oralardan ölçüler alınarak tehlikenin boyutu hem çiftçilere hem de idarecilere anlatılmaya çalışılıyordu.
Yaklaşık 8 ay süren çalışmalar sonucunda araziyi Aksaray halkından bile iyi öğrenen bu ekip aç, susuz bu çalışmaları geleceğin su planlaması için yaparken o günün Aksaray sevdalıları da yine bugün olduğu gibi basın önünde bu şehri ne kadar çok sevdikleriyle ilgili methiyeler dizip “Şehri Süleha” lafını da süslü cümlelerinden eksik etmiyorlardı.
Aylarca bu günleri bu şehrin insanlarına ve idarecilerine anlatmaya çalışan bu ekibin bu arazilerde yaşamadığı olay kalmamasına rağmen çalışmaktan vazgeçmeyen bu mühendis ekibi ve aralarında bulunan 1 tane Aksaraylı ölçüm yaptıkları bir kaçak sondajın başında “İnek hırsızı” ithamı ile gözaltına bile alındılar.
Gözaltına almaya gelen ekibin başındaki kişi gösterilen görev belgeleri ve kimliklere rağmen sırf alandaki ahaliye hava olsun diye “Onlardan herkeste var” cümlesini bile kurdu.
Arazide ölçümlerini durmadan sürdüren ve mesai gözetmeden çalışmalarını tamamlamaya çalışan bu ekip aynı zamanda yeraltı su kuyuları ile Tuz gölüne akan kanallardan da yine su örnekleri alarak Aksaray’ın suyunun ne durumda olduğunu da yine raporlayarak bizi sadece idare ederek geçiştirenlere “Bir umut” diyerek teslim ettiler.
Yapılan ölçümlerin en ilginci bölgenin en zehirli su kanalları Aksaray için Hasandağı bölgesinden OSB’yi geçip gelen kanal ile Mamasın barajına akan Melendiz çayı idi.
Hasandağı bölgesinden gelen kanal OSB’nin sanayi atıklarını toplarken Melendiz çayı da bölgedeki tüm köy ve kasabaların tüm kanalizasyon ve hamam atıklarını toplayarak Mamasın barajına indiriyordu.
Yani bu suyun arıtılması ve kullanılmaması gerekiyordu.
Elbette bu durumda idare edenlere bildirildi.
Aradan geçen 21 sene sonunda nihayet bu raporlara konu olarak istenilen arıtmanın birinin yapımı için çalışmaların başlatıldığı müjdesini aldık.
Kimin ne kadar emeği var bilmiyorum ama emeği olanlardan Allah razı olsun diyen bir Aksaraylı olarak 2004 yılındaki Aksaray Tuz Gölü havzasının korunmasına yönelik çalışmaların Valilikte olması gerekmesine rağmen bulunamayacağından dolayı MTA’dan alınarak Aksaray’ın su yatırımlarının bu çalışmalara göre planlanması gerekmiyor mu?
Gerçekten MTA bu yatırım ve tedbirlerin hemen alınmasını istemişti ama bizler şu ana kadar sadece 21 sene geç kaldık.
MTA’nın dediği tarihte tedbirler alınıp girişimler başlasaydı bugün ne susuzluk ne de kirlenen çevreyi yazıyor veya konuşuyor olmazdık.
Kısaca kıymetli hemşerilerim aradan geçen 21 senede yapılan çalışmalar ve Aksaray’ın su sorunu harfiyen raporlanırken harika bir şekilde idare edilmedik mi???
Yorum Yazın