Terör örgütünün silah bırakma sürecinin başlaması üzerine yurdun dört bir yanında değişik türden provokasyonların olmasını hep birlikte bekliyoruz ama bu provokasyonlara sözde silah bırakan teröristlerin yayın organlarının da katılması kafaları karıştırıyor.
Kısaca özetlemek gerekirse İstanbul’da sözde bir kenarda kısık sesle masum bir şekilde Kürtçe müzik dinlemekte olan şehir magandalarına polisler dinledikleri müziğin Kürtçe olduğu gerekçesi ile müdahale etmiş ve bunun sonucunda da Türkiye’de bu güne kadar hiç yaşanmadığı iddia edilen olaylar yaşanmış ve polislere her şekilde karşı koyan 4 kişi “polise mukavemet” etmekten dolayı gözaltına alınmış.
Sonrasında buranın Muz Cumhuriyeti olduğu yönünde görüş birliğine varan sözde aile bireyleri “Nasıl olsa açılım var. Bizlerin üzerlerine gelirlerse Kürt’lere işkence yapılıyor der çıkarız” diyerek devletin karakolunu basma hakkını kendilerinde bularak karakol önünde toplanmışlar.
Sadece huzur ve güven için görev yapan, durdurdukları hiçbir araca veya hiç kimseye etnik kimliğini bir defa dahi sormayan polis memurlarımız da yasaların kendilerine verdiği hak gereği “Namusları” bildikleri üniformaları ile devletin karakolundan 4 magandayı teslim etmeyerek yasaların gereğini yerine getirirken, bu ülkeyi kandil dağı zanneden birileri de bu süreçte hak ettikleri gibi gözaltına alınmışlar.
Aslında hiçte normal olmayan bu olaylar zaman, zaman değişik bölgelerde yaşanmış ve sonucu da hiç değişmemiş olsa da olayın ardından teröristlerin yayın organları özellikle sosyal medya sayfalarından “Sırf Kürt oldukları için gözaltına alındılar”, “Kürtçe müzik dinlemeleri polislerin zoruna gitti” şeklinde paylaşımlarla aslında barış süreci konusunda ne kadar samimiyetsiz olduklarını daha şimdiden gözler önüne serdiler.
Bu ülkede tarihinin hiçbir döneminde Kürt, Alevi, Laz, Çerkez, Arap, Muhacir sorunları yaşanmadı.
Bu ülkede her zaman hain sorunu, etnik kökenlerin ardına saklanmış illegal terör örgütlerinin yarattığı sorunlar yaşandı.
Bu süreci daha şimdiden baltalamaya çalışarak “Açılım sürecini baltalayan polisler derhal açığa alınmalı” çığırtkanlığı yapan teröristlere en güzel cevabı yine İstanbul Valiliğimiz vermiştir.
Yaşanan olayları en ince ayrıntısına kadar kamuoyuna açıklayan Valiliğimiz olayda polislerin değil şehir magandalarının kusurlu olduğunu açıklamıştır.
Daha şimdiden bu açılım sürecinin ardına saklanarak, bu süreci kullanarak kalkışılan suçlara karşı polislerimiz de, askerlerimiz de yasal çerçevelerinde gereğini yapacaklardır.
Bu ülkedeki etnik kimlik yaratmaya çalışan teröristlere inat bizler bu topraklarda yüzlerce yıldır yaşadığımız gibi yine hep birlikte bir Türkiye olmaya devam edeceğiz.
Yorum Yazın