
İnternet dünyası ve sanal paylaşım siteleri bütünüyle hayatlarımızı esir almış durumda.
Öyle ki sosyolojik ve siyasi nedenlerle ülkelerin yönetimlerini bile takmayan sanal dünya yöneticilerine verilen kısıtlama cezaları için para kazanan yöneticiler tüylerini kıpırdatmazken o ülkelerin insanları “Özgürlük” diyerek isyan boyutunda eylemlere bile geçiyorlar.
Sanal dünya öyle bir hal aldı ki artık içerisinde bulunduğumuz yalan dünyanın bile hiçbir kıymeti kalmadı.
-Hasta olan tedavisini,
-Davası olan devasını,
-Elektronik cihazı veya otomobili bozulan tamir yolunu,
-Eviyle sıkıntısı olan eşler bile dermanını buralardan aramaya başladılar.
Hal böyle olunca siyasetimiz de, bürokrasimiz de artık ahalimizle bu alandan iletişim kurma çabasından çok şovlarını bu mecralarda yapmaya başladılar.
Elbette onlara da bu alanda hizmet veren profesyonel ekipler günlük şov senaryolarını yazarken yönettikleri insanlara hoş görünmeye çalışan yöneticiler de bu işin okulunu okumuş profesyonel oyunculara bile nazire edercesine hepimize “Helal olsun lan adama” dedirtiyor.
İşi bilen, içerisinde olan birisi olarak ben bile çoğu konusunda ikna durumuna düştüysem varın gerisini siz düşünün.
***
Ülkemiz son yıllarda eşi benzeri olmayan ve ne zaman son bulacağı kimseler tarafından bilinmeyen bir ekonomik sınavın içerisinde.
Alınan tedbirlere her geçen gün yenisi eklenirken vatandaş olarak bu sürecin en kısa sürede son bulması temennisi ile tüm kararlara uymaktan başka bir çaremiz de yok.
Hal böyleyken ülke genelinde bu işi fırsata çevirmeye çalışan fırsatçılar da ceplerini doldurma çabasına girmiş ve servetlerini katlamışken bu durumu denetlemesi gerekenler de makam koltukları soğumasın diye olsa gerek halen beğenmedikleri maaşlarını alarak olup biteni seyretmeye devam ediyorlar.
Elbette sanal dünyadaki algı operasyonları ve halka hoş görünme çabası ile sokağa çıkan bir belediye başkanı ayağındaki 36 bin liralık ayakkabısının bile kirlenmesini göze alarak Pazar yerinde denetime gitmiş.
Bu denetim sırasında karşısında el pençe duran garip pazarcıya çok sert bir yaklaşım ve davranış ile aldığı malların faturasını soruyor ve “Bu domates neden 20 liraya alınıp 50 liraya satılıyor?” sorusunu yöneltiyor.
Bu durum kimde ne karşılık buldu bilemem ama bana çok ama çok samimiyetsiz geldi.
-Mesela sevgili başkan o tavırlarla soru sorduğu pazarcı gibi 36 bin liraya satın alıp ayaklarına taktığı o ayakkabıyı satana da aynı tavırla soru sorabildi mi?
-Ya da ülkede 10 liraya mal olup 50 liraya satılabilen ürünler için bir yetkiliye de önünü ilikleyip “Efendim sağlığınıza duacıyız” demek dışında bir şey diyebildi mi?
-Belediye başkanlığı yaptığı ilçedeki herhangi bir ev sahibinin kapısını çalıp aynı tavırlarla “Hiç mi Allah korkunuz yok lan sizin?” diyebildi mi?
-Sorumlu olduğu ilçedeki esnafların ödediği kiralar konusunda muhatapların kapılarına dayanıp bir cümle edebiliyor mu? Mesela.
-Ya da hizmet için yönettiği belediyede sattığı suya, aldığı ÇTV ve emlak vergileri konusunda el vicdan diyebildi mi?
Tabi bu soruların cevabını sevgili sosyal dünyanın sanal başkanları verecek ama artık sanaldan yönetmeye çalıştığınız kurumların başında samimiyetinizi tamamen yitirdiniz ve artık şovmen futbolcular gibi sadece tribüne oynayarak kendi takımınıza hiçbir fayda sağlamayarak takımınızın sürekli kaybetmesine neden oluyorsunuz.
Her şeyden önemlisi işi bilen insanlara da çok itici gelmeye başladınız.
Artık bırakın sanal mahalleleri, belediyeleri, veya devlet kurumlarını yönetmeyi de içerisinde gerçek insanların yaşadığı yerleri yönetme çabasına girip kendinizi sanalda bile rezil etmeyin.
Samimi olan, halktan olan, ayağında 36 bin liralık ayakkabı ile Pazar denetlemeye gidip orada kıt kanaat geçinmeye çalıştığı için sabahın 4’ünde yollara düşen pazarcıya racon kesmez…
Yorum Yazın