Son dönemde ilde yaşanan sorunlar ile sorunların kaynakları hakkında kuralsızları ve kuralları uygulaması gerektiği halde kafalarını kuma görerek olup biteni görmezden gelenleri rahatsız ediyorum.
Günden güne yaşanan olumsuzlukların cezasız kalması nedeniyle insanlar ya kendi haklarını kendi bildikleri yoldan arıyor ya da bu şehirdeki olumsuz dalganın içerisine kendilerini de bırakıveriyorlar.
Örnek verecek olursak, sosyal medyanın tüm özelliklerini vatandaşlık kavramından çok daha iyi bilen ve kendilerini klavyenin başına geçince hükümdar sananlar, aslında bu şehrin kaos ortamı ile düzensizliğinin sürmesini istiyorlar.
-Son haftalardaki yazılarımda “Magandalıktan” bahsediyorum, sosyal medya da çoğu sahte hesaptan saldırılar başlıyor,
-Motosikletlerin kuralsızlığından bahsediyorum, “Ne istersiniz ki garibin motorundan” cevabı ile organize saldırılar gelirken kimse yazının konusunun motosikletler değil de kurallara uymayan motosiklet sürücüleri olduğunu okumuyor veya anlamayı başaramıyor,
-İl genelinin meyhaneye dönmesini yazıyoruz “Ne istersiniz ki garibin içkisinden” deniyor. Ama herkes evinin kapısında içip rezillik çıkartmazken başkalarının yaşam alanlarında her türlü rezilliği kendisinde hak görürken haberlere düşen “Sarhoş” haberleri ile de Türkiye gündeminde artık bu şehri “Salihler” şehri olmaktan çıkartıp “Sarhoşlar” şehri yaptığını düşünemeyip “Garip” edebiyatına devam ediyor.
-Trafik sorununu yazıyoruz, herkesten önce şehrimizin trafik magandaları sosyal medyadan çapları yettiğince yazıp, çizmeye başlıyorlar.
-Kaldırım işgalleri ile 50 metrekarelik dükkanların nasıl 200 metrekareye çıkartılacağını yazıyoruz, birileri yine sosyal medyadan “Bu garipler mi gözünüze battı, zaten ekonomi çok kötü” diyerek sallamaya başlıyor.
-Sokak aralarında yapılan ve çoğunda insanların rahatsız olduğu ve kavgaların yaşandığı sözde eğlence ve organizasyonları yazıyoruz, “Garipler yer mi bulabiliyor?” denilerek “Kültürümüze hakaret ediyorsunuz” deniliyor.
-Çocukların ellerine eğlensin diye verdiğiniz elektrikli bisikletler ve scooterleri yazıyor ve hem aileleri hem de yetkilileri uyarıyoruz “Bu çocuklar ölebilir” diyoruz, bundan da rahatsız oluyorsunuz.
Yani çok ama çok kıymetli hemşerilerim sizler, bu şehirde oluşan tüm kuralsızlıkları işlerini yapması gereken ancak koltukların tadını çıkartmakla meşgul olan idarecilerin çalışması yerine kendi çıkarlarınız ve menfaatleriniz için kuralsız, kanunsuz bir şehir olmasını ve sadece kendi canınız yandığında sadece canınızın yandığı konu üzerine yoğunlaşması için feryat ediyorsunuz.
Sizler bu şehrin geleceği olan gençlerimize, çocuklarımıza “Yaşanabilir nezih bir şehir” bırakmak yerine kuralsızlıklarınızın kural olarak kabul edilmesini ve uyuyan idarecilerin de rahatsız edilerek tekerlerinize çomak sokulmamasını istiyorsunuz. Bunun adına da “Garipler ne yapsın” diyorsunuz.
Ne diyelim “Garipler” bu şehrin içine ederken yetkilerini başlarının altına yastık olarak kullanan ve bir süre sonra atanacakları illerdeki görevlerinde çok yorulacakları için Aksaray’da tatil yapanları uyandırmamak adında bizler de mi “Garip” edebiyatınızın bir paragrafı mı olalım?
Yorum Yazın