
Ülke genelinde yaşanan ekonomik krizin gittiği yerde, duracağı noktada artık tahmin bile edilmezken hayat pahalılığı ve artan giderler karşısında toplumun da dengesi iyiden iyiye bozulmaya başladı.
Sadece Aksaray özelinde değil artık insanlarımız güzel haberlere ilgi göstermeyip hep olumsuz ve vahşet içeren haberlere ilgi göstermeye başladılar. Hal böyle olunca reyting neredeyse gazetelerde, televizyonlarda, internet haber siteleri de en olumsuz haberleri bile cımbız ile olduğu dosya arasından çıkartarak artık tüm olumsuzlukların normal olduğunu Türk toplumuna aşılama yolunu seçtiler bile.
Ne diyelim suç onların mı?, yoksa olumsuzluktan beslenen kamuoyunun mu? bilinmez ama son günlerde bana göre tuhaf kabul edilecek haberlere de rastlamaya başladım.
Yılbaşında zamlanan asgari ücret konusunda sendikalar başta olmak üzere neredeyse toplumun hiçbir kesiminden gerçek anlamda bir ses çıkmazken asgari ücretin 3-4 katı maaşları beğenmeyenler şimdilerde eylem yapmaya, iş bırakmaya başladılar bile.
Bu ülkede 22 bin liraya geçinmek zorunda bırakılan her gün akşama kadar bir devlet memurunun kat ve kat altında maaş almasına rağmen devlet memurlarından kat, kat fazla maaş alanlar hükümetin yaptığı son zam sonrası hayat pahalılığını ve enflasyonu dert etmeye başladılar.
Sadece bir iki seçim meydanında asgari ücret zammını söyleyiveren muhalefetimiz de memur ve emekli sandığına gelen ara zamlardan şikayetlerini çok daha gür sesle dile getirmeye başladı.
Bu ülkede memurların evlerinin kiralarını ödemeyecek duruma geldiğini bağıra, çağıra anlatanlar bu maaşların 1/3 oranına aynı hayatı çok daha rezilce yaşamak zorunda kalanların adından bile söz etmiyor.
Bana işin bu kısmı tuhaf geliyor. Yoksa herkes aldığı maaşların elbette çok daha fazlasını hak ediyor ama bu asgari ücretli çalışan abilerimizi, ablalarımızı, kardeşlerimizi bu ülkenin ekonomistleri ile bir oturtup bu dengeyi nasıl sağlayabildiklerini anlattırmak gerekir diye düşünüyor ve her memur evine de bir saatliğine bir asgari ücretlinin misafir olarak yaşam standartlarını anlatması gerektiğini düşünüyorum.
Daha çok değil 2-3 sene önce seyyanen yapılan 8 bin lira zammı bile beğenmeyen emekliler o gün şartlarında bir işçi emeklisinin aldığı maaşı seyyanen aldıklarının farkında bile değiller.
Yani değerli hemşerilerim bugün şartlarında ortalama 60 bin lira alan bir memur 22 bin liraya akşama kadar sıcak, soğuk demeden dışarıda ve zor şartlarda çalışmak zorunda kalan emekçilere dertlerini anlatmaya çalışmaları sadece bana mı tuhaf geliyor.
Bu ilde sadece 3 bin lira fazla maaş veriyor diye insanlar, binlerce dönüm arazinin bedavaya yakın rakamlara verildiği bir fabrikanın kapısında 1960 yıllarda Almanya'ya gönderilen ve en büyük travmalarımızdan bir tanesi olması gereken gurbetçi işçilere yapılanları yapmıyor mu?
Sadece 3 bin lira daha fazla alabilmek adına insanlar saatlerce sırtlarında kendilerinden büyük yükleri taşımıyor mu?
15-16 Bin lira emekli maaşı alan ve bu ülkenin üretim anlamında da, sosyal anlamında da yükünü çeken büyüklerimiz neden isyan etmiyor?
Şimdi baktığım her köşede iş bırakma eylemi, verilen zammın daha fazlası isteği.
Elbette sizler her şeyin en iyisine layıksınız ama sahi yılbaşında asgari ücret 22 bin lira yapıldığında sizden bir ses geldi mi???
Bu ülkede asgari ücretle yaşamak zorunda kalan ve aldıkları maaşın tamamına yakınını sadece ev kiralarına vermek zorunda kalan ve maaşlarında 3-5 haciz bulunanlar da bu milletin birer parçası değiller miydi???
Yorum Yazın