
1989 Yılında yeninden il yapıldıktan sonra hızlı bir büyüme yoluna giren Aksaray’ı tanıtmak için oluşturulan tüm emekler ne yazık ki 3-5 yıl içerisinde yok edildi.
Yaklaşık 30 sene süren emekleri yok edenleri kimler diye sorsak,
İlk cevap elbette “Gazeteciler” oldurdu.
Ancak bu kolaycılık ve suçu başkalarının üzerine atma eğilimindeki soruyu sormayacak ve yakında başka bir şehirde şahit olduğum ve karıştığım kısa bir diyaloğu anlatacağım.
Bulunduğumuz bir ilde içerisinde gazeteci arkadaşlarımın da olduğu bir ortamda değişik illerden gelen vatandaşlar nereli olunduğunu sorarak o illerle ilgili güzel anılarını veya o illerde merak ettikleri konuları sorgularken bana nereli olduğumu soran 2 kişiden de aynı cevabı almak Evliyalar kenti Aksaray’ın bir ferdi olarak beni üzdü.
Bana nereli olduğumu soran benden de yaşça büyük iki kişi de bana sizin oranın “Sarhoşları meşhur” cevabını da yapıştırarak Aksaray ile ilgili hiçbir şeyi merak bile etmediklerini acı bir şekilde bana gösterdiler.
Bu yaşadığım olayın bu noktaya gelmesindeki emeğin tamamında emeği olamayan Aksaraylılar ne yazık ki bu gibi söylemleri hiç ama hiç hak etmiyorlar.
Aksaray’da tüketilen alkol oranı ile diğer illerdeki alkol oranını karşılaştırdığımız da inanın Aksaray Türkiye’nin 81 ili içerisinde ilk 50’ye bile giremezken Türkiye’de “Sarhoşlar kenti” algısı 2 yılda üzerimize yapıştırıldı.
30 Yıldan fazladır birçok para ve emek verilen diğer güzelliklerimiz;
Türkiye’nin tahıl ambarı olmamız,
İstanbul başta olmak üzere birçok ilin etini bile karşılamamız,
Son 20 yılda Türkiye’nin markalarını toplayan ve yatırım için sırada beklenen OSB’lerimiz,
Hasan dağımız,
Tuz gölümüz,
Selime Katedralimiz,
Manastırlar Vadimiz,
Yatırımcı bekleyen termal kaynaklarımız,
Ervah kabristanlığı başta olmak üzere birçok manevi alanlarımız,
Selçuklu’dan kalan ecdat yadigarı eserlerimiz gibi güzelliklerimizi yıllardır Türkiye’ye anlatamamışken; Hala “Niğde mi?”, “Konya mı?”, “İstanbul mu?” soruları karşısında “İl Aksaray” cevabı ile tanınmaya çalışılan Aksaray’ı artık bilmeyen yok sanırım.
Bu başarı sadece bu haberleri yapan gazeteciler değil, bu olayları önleyemeyen, önlemek adında hiçbir adım atamayan kişilerindir.
Beni üzen bu haberlere konu olaylarda gündeme düşürülen alkollü hemşerilerimiz dışında rezilliğin hiçbir aşamasında bir tane bile Aksaraylı olmaması.
“Nasıl olsa bu şehirden gideceğiz” düşüncesi ile reklam derdinde olanların emekleri sayesinde artık “Aksaray’ın neyi meşhur?” sorusunu bile duymaz hale geldik.
Bu sürecin asıl mimarı olan ve hiç ama hiç birisi Aksaraylı olmayanlardır.
Ben bir gazeteciyim ve şunu çok iyi biliyorum.
İsteseler bu sorunu 1-2 saatte kalıcı olarak bitirirlerdi…
Yorum Yazın