
Aksaray’da son yapılan ilk işyerim projesi kapsamında dağıtımına başlanılan dükkan fiyatları konusunda tartışmalar sürerken İyi Parti Milletvekili Turan Yaldır sorunu TBMM’de dile getirerek 3 yıldaki yüzde 600’lük artışın hangi ekonomik veride olduğunu Bakan Kurum’a sordu.
Aksaray’da 2022 yılında yapımına başlanılan TOKİ ilk iş yeri projesi kapsamında yeni sanayi sitesi içerisinde dükkan alacak olan vatandaşların fiyat tepkilerinin gündeme gelmesinin ardından İyi Parti Aksaray Milletvekili Turan Yaldır sanayi esnafının tepkisini haklı bulduklarını dile getirdi. TBMM’de konuyu gündeme getiren Yaldır 2022 yılında 200 metrekare bir dükkan için 1 milyon 300 bin gibi ödenebilecek bir rakam açıklandığını hatırlatırken aradan geçen 3 yıl içerisinde 200 metrekare dükkan için 9 milyon 200 bin liraya ulaşan bir rakam olduğunu belirterek 3 yılda yüzde 600’lük fark oluşturabilecek ekonomik verinin olmadığını hatırlattı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması istemiyle soru önergesi de veren Yaldır fiyatlandırmalar konusunda yaptığı açıklamasında “Devletin vatandaşına verdiği sözü yok sayması sadece ekonomik değil ahlaki bir çöküştür” ifadelerini kullandı.
Yaldır’ın TBMM’de Bakan Murat Kurum’un cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde;
1-Proje başlangıcında 200 metrekarelik bir iş yerinin yaklaşık 1 milyon 300 bin TL bedelle hak sahiplerine verileceği kamuoyuna duyurulmuştur. Bu fiyat, gerçekçi maliyet hesaplarına mı dayanmaktadır, yoksa vatandaşları projeye yönlendirmek için siyasi bir vaat olarak mı sunulmuştur?
2-İş yeri bedelinin yaklaşık %600 artarak 9 milyon 200 bin TL’yi aşması nasıl bir ekonomik ve idari gerekçeyle açıklanabilir? Türkiye’deki genel inşaat maliyetleri, döviz kuru ve enflasyon verileri bu ölçüde bir artışı haklı kılmakta mıdır?
3-Bu olağanüstü fiyat artışı hak sahiplerine hangi tarihte, hangi yöntemle ve ne şekilde bildirilmiştir? Eğer yazılı veya resmî bir bilgilendirme yapıldıysa, buna ilişkin belgeler nelerdedir? Vatandaşlar fiyat artışından ancak ödeme aşamasında haberdar olduysa, bu durum idari şeffaflık açısından nasıl izah edilmektedir? Eğer bilgilendirme yapılmadıysa, vatandaşları son anda bu yükle karşı karşıya bırakmanın hukuki ve vicdani sorumluluğunu kim üstlenecektir?
4-Sabit ve dar gelirli vatandaşlara yönelik olduğu açıklanan bu projede, fahiş fiyat artışı yapılırken hak sahiplerinin ödeme gücü neden dikkate alınmamıştır? Bu durum, sosyal devlet ilkesine açık bir aykırılık değil midir?
5-TOKİ’nin uyguladığı fiyatlandırma politikası herhangi bir bağımsız denetimden geçmiş midir? Sayıştay veya başka bir kurum tarafından bu projedeki maliyet artışları incelenmiş midir? İncelendiyse sonuçları neden kamuoyuyla paylaşılmamaktadır?
6-Fiyat artışı nedeniyle iş yeri sahibi olma hakkı kazanmasına rağmen ekonomik sebeplerle bu hakkını kullanamayan vatandaşlar için fiyat indirimi, ödeme kolaylığı, taksitlendirme gibi herhangi bir telafi planınız var mıdır?
7-TOKİ tarafından kamuoyuna açıklanan fiyat ve şartların bağlayıcılığını sağlamak üzere herhangi bir yasal düzenleme yapılması düşünülmekte midir? Aksi takdirde, devlet kurumlarının gelecekte yapacağı benzer taahhütlerin vatandaş nezdinde güvenilirliği nasıl sağlanacaktır?
Soruları bulunurken TOKİ’nin fiyat politikalarında yapacağı düzenlemeyi bekleyen hak sahipleri de bu şartlarda bu dükkanları alma şanslarının bulunmadığını belirterek diğer vekillerin de bu konuda müdahil olmalarını ve fiyatlandırmaların ekonomik gerçeklere ve piyasa şartlarına göre yeniden belirlenmesini istediler. (Haber: E.BUDAK)
Yorum Yazın