Türkiye’nin bağrında bulunan ve her geçen gün çölleşen Aksaray’da susuzluk kadar önemli bir mesele de görmek istemeyenlere hafta içinde kendini gösterdi.
Yetkililer için küçük ama Aksaraylılar için büyük bir sorun olan obruk riski.
Kahramanmaraş’ta meydana elen depremlerden sonra günlerce evlerine girmeyen Aksaraylıların başında bulunan ve sürekli ötelenen obruk sorunu artık kapımıza dayandı.
2004 Yılında Aksaray’da tuz gölü havzasının su sorunu konusunda geniş kapsamlı bir proje yürüten Maden Tetkik ve Arama müdürlüğüne bağlı ekip yaklaşık olarak 9 ay kadar Aksaray’da kalmasına rağmen o dönemde şehrimizden bir Allah’ın kulu da o insanlara “Sizler burada ne yapıyorsunuz?” sorusunu yöneltmemiş ellerindeki çalışma raporlarını merak bile etmemişler ve idare etmeye devam etmişlerdi.
O Tarihte Aksaray’ın 4 milletvekili 1 valisi ve 1 belediye başkanı Aksaray’ın geleceğini gösterecek çalışma konusunda gözlerini ve kulaklarını kapatırken Aksaray’da gözleri süsleyen sözde yatırımların devam ettiğini karşılandıkları her yerde coşkulu alkışlarla anlatıyorlardı.
Bugün yaşanan susuzluk sorunu da, yaklaşan obruk tehdidi de o gün şehri idare edenlere zorla ekip şefleri tarafında verilmiş ve özellikle Eskil ve Sultanhanı bölgesine dikkat çekilmişti.
O gün şartlarında 100 metrelerde bulunan su seviyelerinin çok daha derinlere gideceği ve yakın zamanda da yok olacağı uyarısı yapılırken bu konuda acil önlemler alınması gerektiği hatırlatılırken yer altı sularının kirletilmesi konusunda da büyük sorunların yaşandığı uyarısı son cümlelere eklenmişti.
O gün ve o günden sonra “Bu MTA neymiş, burada ne iş yapmış” demeyen yöneticiler bugün su sorununu hala gündemlerine almaktan çekinirken artık Karapınar bölgesindeki çölde oluşan obruklar sınırlarımıza ulaştı.
Sultanhanı ilçesindeki tarlada oluşan obruk artık belki de Aksaraylılara ve Aksaray’ı idare edenlere son uyarı olma özelliğini ortaya koydu.
Hızlı tren hayali kurdurulanlara bir yetkili de çıkıp obrukların oluşma riski olan alanlarda nasıl demiryolu döşenebileceğini soramadığımız için bu türden küçük sorunlar felakete dönüşmediği sürece görülmeyecektir.
Evet yüzlerce kilometre uzakta olan depremde haftalarca evlerine giremeyen Aksaraylılar artık Sultanhanı ve Eskil bölgelerinde yaşayan ve obruk riski kapılarına kadar dayanan hemşerilerinin yerlerine kendilerini koysalar iyi olur.
İdare edenler için küçük olan bu sorun nasıl olsa ilerleyen süreçte Allah göstermesin de oluşabilecek bir felaketten sonra “Gerekli tedbirleri aldık ve hatalarımızdan aldığımız dersi de defterlerimizin arka sayfalarına not ettik” cümleleri ile geçiştirilebilir.
MTA’nın 21 sene önce yaptığı uyarılara kulaklarını tıkayanlar ve bu insanların ne iş yaptığını bir defa olsun merak edip sormayan o dönemin idare edenlerinin sizce kaçı Aksaray’da Aksaraylılar ile bu riski ve aynı sorunları yaşıyor olabilir sizce?
Yorum Yazın