Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87’inci yıldönümünde gelenek haline gelmiş etkinlikler ile anma etkinlikleri yaşanırken bu sene her senenin aksine Ulu Önder’e kin ve nefret kusmak isteyenler alenen sokaklara dökülüp sanal dünyadan da her türlü fikir özgürlüklerini istedikleri gibi paylaştılar.
İnsanları kutuplaştıran, kin ve nefret duygularını körükleyen bu paylaşımlar ifade özgürlüğü olarak değerlendirilirken bu yıl özelinde Mustafa kemal Atatürk tarafından kurulan Diyanet işleri başkanlığına bağlı camilerimize giriş ve çıkışlar ile dua okunacak kişilerin standartları da her platformda özgürce paylaşılırken “Camiler biz Müslümanların yeridir” sloganıyla kendilerinden başkalarını Müslüman kabul etmeyenlere de gün doğdu.
Bu güne kadar İslam’a kendileri gibi düşünenlerin verdikleri zararı haçlı ordularının bile veremediğini anlamayan bu kişilerin paylaşım ve söylemleri karşısında yapılan sanal açıklama ve tartışmalar da elbette din düşmanlığına kadar insanları götürmeye başlandı.
Camilerin ahır, gazino veya meyhane haline getirildiğini yazanlara “Hangi camiydi o meyhane veya gazino” dediğimizde ya cevap alamdık, ya da “Yapmış işte biz öyle duyduk cevabını aldık.
Bütün milli ve dini değerlerimizi sözde sahiplenen güruhların Ülkeye, Dinimize, Devletimize ve tüm değerlerimize en büyük kötülüğü yaptıklarını bir Devlet görevlisi de çıkıp yüzlerine vurmadıkları sürece bu sorun artık ürkütücü boyutlara ulaşmaya başlamıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dua etmek zorunda değilsiniz ya da istemiyorsanız dua etmeyebilirsiniz ama dinimiz sizlerin tekelindeymiş gibi hareket edemezsiniz.
O “dua okunsun” denilen camiler benim babamın malı olmadığı gibi sizlerin de babalarının malı değil,
Yüce Dinimiz sadece sizin tekelinizde olan bir Din değil,
Yüce kitabımız da yine sadece bana veya sizlere ait bir kitap değil, “Müslümanım” diyen herkesin kitabıdır.
Kimin Müslüman, Kimin kafir olduğuna ne ben ne de sizler karar veremezsiniz.
Bu güne kadar bu ülkenin başına ne geldiyse bu düşüncelerden gelmedi mi?
Eline kitabı alan, kendini karar verici yerine koymadı mı?
“Laik’im” diyen en büyük kötülüğü sözde savunduğu değerlere vermedi mi?
“Vatanımı en çok ben seviyorum” diyen bu vatana en büyük zararı vermedi mi?
Kısaca değerli hemşerilerim bırakalım da kimin Müslüman, kimin kafir olduğuna biz faniler değil de yüce Yaradan karar versin.
Dini sizin tekelinize veren bir güç varsa çıkıp bunu da açıklayın da okuyanların anlamını merak bile etmediği ayetleri hep beraber gözden geçirelim…
Yorum Yazın