© Aksaray 68 Haber 2021

Çöküş Sırası Bize Geliyor

Orta Anadolu’da daha çok Karapınar bölgesinde görülen obruk riski artarken halk arasında çöl bölgesi olarak adlandırılan Eskil bölgesinde başlayan ufak çaplı çöküntü ile son olarak Eşmekaya bölgesindeki kuruyan baraj bölgesindeki vatandaşlar tarafından da görüntülenen zemin boşalması obruk felaketinin sınırlarımızda arttığını ortaya çıkarttı.

Tarım ve hayvancılık kenti olarak adlandırılmasına rağmen sulama sorununun bir türlü aşılamadığı Aksaray’da özellikle su talebi fazla olan ürünlerle tarım yapılan bölgelerde yeraltı su kaynakları da bitme noktasına geldi. Özellikle Türkiye’nin tahıl ambarı olarak görülen ve merkezinde olan Konya ovasıyla ilgili su projelerinin hayata geçirilememesi nedeniyle Eskil ve çevresinde yeraltı su kuyuları daha derinlere vurulmaya başlanırken Karapınar çevresinde sıklıkla görülen obrukları sınırlarımızda da oluşmaya başladı. Son olarak geçen ay içerisinde Eskil bölgesindeki bir yolda oluşan küçük çaplı obruğun ardından hafta içerisinde Eşmekaya baraj bölgesinden gelen görüntüler tehlikenin artmaya devam ettiğini gözler önüne serdi.

Arazide mantar toplayan köylüler tarafından kayda alınan görüntülerde kuruyan baraj bölgesinde küçük dokunuşlarla bile toprağın çökmesi tehlikenin boyutlarını ortaya koyarken obruk riskleri konusunda nasıl bir çalışma yapıldığı ise sorgulanmaya başlandı. İrili ufaklı çok sayıda obruğun bulunduğu Aksaray’da son bir yıl içerisinde oluşmaya başlayan obrukların daha öncekilere göre büyümesi Aksaray’ın diğer yatırımları için de risk oluştururken özellikle demiryolu projesi ve diğer yatırımların yapılacağı bölgelerin zemin durumu da tartışılmaya başlandı.

Obruk riski konusunda bölge halkı ve Aksaray’daki vatandaşlar yapılan çalışmaların kamuoyu ile paylaşılmasını talep ederken su projelerinin de zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesi çağrılarını yinelediler.

Konu hakkında konuşan bölge halkı açıklamalarında; “Aksaray’da yıllardan beri Eskil ve çevresi su sorununu aşmaya çalışıyor. İçme suyu bile bulunmayan bölgede Eskil belediyesi kilometrelerce uzaktaki başka bir kasabadan tankerle su çekerek halkın ihtiyaçlarını görmeye çalışıyor. Tuz gölü nedeniyle yeraltı su kuyularındaki tuz oranı da çok fazla ve bu sulama ile tarlaların da çoraklaşmasını ve veriminin kaybolmasına neden oluyor. Buna rağmen bizler bu tarlaları sulama zorundayız. Bölgede tarım ve hayvancılık yapmaktan başka çaremiz yok. Bizler çöl adı verilen bu bölgede yani doğduğumuz topraklarda kalmak ve yaşamak istiyoruz. Devletimizden sadece tarımsal ve içme suyu anlamında yatırım bekliyoruz. Türkiye’nin toprak anlamında en büyük ilçelerinden birisi olmamız ve merkezindeki konumumuz ile beklediğimiz su yatırımı hiç gündeme alınmıyor. Son zamanlarda obruk riski de arttı. Eskil sınırları içerisinde yerleşim yerlerine en yakın obruk geçen ay içerisinde bir yolumuzda oluştu. Bu yoldan o sırada bir aracın geçmemesi ve can kaybının olmaması sadece bir şanstı. Şimdi Eşmekaya bölgesinde tamamlanmadan kuruyan baraj çevresinde de toprak zemini boşalmış durumda. Değnekle bile delinen toprak bir iki yoklamadan sonra aşağı doğru akıp gidiyor. Bizler bu konuda bir çalışma yapılmasını istiyoruz. Artık dış havzalardan bu topraklara su verilmesi için neyin beklendiğini de soruyoruz. Bu bölgede AFAD veya diğer kurumlar nasıl bir çalışma yaptı? Riskler neler? Bunların cevabının masa başlarındaki 3-5 kişiye değil Eskil bölgesindeki insanlara açıklanmasını bekliyoruz.

Karapınar bölgesinde oluşan yüzlerce obruk bölgede yatırımları bitirdi. Son zamanlarda doldurulan alanların da tekrardan çökmeye başladığını haberler aracılığı ile görmeye başladık. Aksaray sınırları içerisinde de benzeri riskler görülmeye başlandı ve artık sıkıntı bizlerin kapısının önüne kadar geldi. Birilerinin canı yanmadan bu sorunlar konusunda tedbirler alınması ve su sorununun da artık ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu çağda tankerlerle belediye neredeyse 100 kilometre uzaktaki başka bir kasabadan akşama kadar su çekiyor. Bırakın tarlaları Eskil bölgesi içilebilecek suya bile hasret durumda. Bu ufak çaplı doğal ikazlar görmezden geliniyor ama oluşabilecek bir felaketin sorumlusu da bugün bu araştırmaları ve tedbirleri almayanlar olacaktır” dediler. (Haber: E.BUDAK)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER